Fakir Olmadan Doymak Ne Mümkün!

“Dertler derya olmuş bende bir sandal Savrulup batmışım yıkılmışım ben”tıpkı bu şarkı sözlerinde olduğu gibi haykırır insan dertlerine tabi gönül Hak nuruyla aydınlamadıkça bu sandal savrulup durur ta ki bir rüzgar esipte karaya çıkarana kadar. Dert bir çukur, deva ise su gibidir der Mevlana. Su neresi alçaksa oraya akar. O yüzden nerede dert varsa deva oraya koşar. Dertleri düşman olarak (daha&helliip;)

Kibir musluğumuzdan akanlar

SOKRATES, kibirli insanlardan eski yırtık-pırtık giysilerle kürsüye çıkan bir konuşmacıya şöyle seslenir. ”Atinalı genç adam; kıyafetindeki her sökükten, sürekli kibir taşıyor dışarı! ”. Sokrates gibi cesurca söylenmemiş olsa da gerek kendi nefsimizde gerek etrafımızda bulunanlarda gizli kibre şahit olmuşuzdur. Kibrin gizli oluşu aldatıcı ve hatta yakıcıdır. Tenteneli bir perde arkasındadır. Ta ki perdeyi aralayıp içeriye göz attığımızda fark ederiz gerçek (daha&helliip;)

Saflık mı, Cahillik mi?

bir iyilik yaptığınızda hemen hakını helal et derler. ben esnafım üç beş kuruş eksik oldumu unutursam hakını helal et öteki dünyada hesbını veremem diyorlar ben öyle düşünmüyorum insanın kalbini yanlız ALLAH bilir beş kuruşu kar bilip hak helaliği istiyorsan yanılıyorsun ben affetsemde ALLAH af etmez benim iyiniyetimi kulanıp banden faydalanıyorsanda ALLAHA hesabını vereceksin. ama iyi niyetliysen ben af etmesemde ALLAH (daha&helliip;)

Kimler öğüt alabilir ve Müslüman ancak kimleri uyarabilir?

O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kur`an`la öğüt ver. (Kaf 45) Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver!(Ala 9) Hatırlat/öğüt ver; çünkü hatırlatıp öğüt vermek müminlere yarar sağlar. (Zariyat 55) Sen sadece, ondan korkanları uyaransın. (Naziat 45) Kulları içinden ancak bilginler, Allah`tan korkar. Şüphesiz Allâh dâimâ üstündür, çok bağışlayandır. (Fatır 28) Sen ancak o zikire/Kur`an`a uyan ve görmediği halde Rahman`dan korkan (daha&helliip;)

Kıymetini bilemedik müşterilerimizin…

İkisi de henüz yeni gelmişlerdi büyük şehire… Ailelerine eli dolu dönebilmek için gece gündüz çabalandılar, rahatlık ve keyiften ziyade amaçlarını düşündüler sabretiler… Bir gün bir lokantanın yanından geçerken onları ısrarla içeiye davet eden sıcak yüzlü bir beyefendi ile karşılaştılar. Kendi memleketlerinde olduğu gibi bu daveti geri çeviremezlerdi. İçeri girdiler ve istekleri kusursuz yerine geldi. Yediler içtiler, bu misafirperverliğin karşısında akılları (daha&helliip;)

Şeyhim dikkat! Cehennem yanıyor… !

Şeyh çoşmuş, öyle bir çoşmuşki… Diyesinki Cennetin anahtarı kendinde.. Şeyh eliyle ayırıyor ” Sen münkirsin sen cehenneme!, sen Müminsin sende cennete”… eee tabi nede olsa koca Şeyh, bu kadarda yapacak artık.. ilgimi çekdiğinden değilde, gıcıklık olsun diye soruyorum. Acaba Şeyh bu anahtari nerden almış? El Cevap – Şeyhimiz bilir! – Yok anahtar sevdalısı olduğumdan değilde, Cennete girmek için basit yol (daha&helliip;)

Ben Böyle Olmamalıydım

Ben, böyle olmamalıydım İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma. İçime bir ateş düşmeliydi Ayaklarımın feri kesilmeliydi. Kendimden geçmeliydim sonra… Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda Ama bunu kimse duymamalıydı, Seni, mahşere kadar saklamalıydım. Ben böyle olmamalıydım Nisan akşamlarını ıslatırken yağmur Bahar, şarkılarını söylerken karanlığa Çalan her kapıya `sensin` diye koşmalıydım. Ayak sesleri gelmeliydi uzaktan Ben hep sana yormalıydım. Gece yıldızlarını serpince göre Seni (daha&helliip;)

Büyük Kumar

Hac kayıtlarının basladığı şu günlerde yanlışlığını hep bildiğimiz ama bir türlü düzeltmediğimiz erteleme huyumuz takıldı aklıma yine. Çevredemizdeki çoğu inanan insan dine, yaşlandıktan, dünyevi isteklerimiz en az düzeye indikten sonra yapılması gereken bir görev olarak bakmaktalar. Özelliklede şu söz hiç kulağımdan gitmez “yaşımız 40-50 olsun ondan sonra hacca gider, tövbe eder, dini yaşamaya başlarız”. Bu ne büyük bir kumardır. İnsanlar (daha&helliip;)