Merhamet

We need hands praying under rain… Siz olsaydınız kimi kurtarırdınız? Yangında olanı mı, yangını çıkaranı mı? Siz olsaydınız kimin elinden tutardınız? Düşenin mi, düşürenin mi? Siz olsaydınız kime kucak açardınız? Size doğru koşana mı, arkasını dönüp gidene mi? Siz olsaydınız kime su verirdiniz? Susayana mı, herkese verdiğiniz suyun başını tutana mı? Siz olsaydınız kimi uyandırırdınız? Aldatılanları mı, aldatanları mı? Siz (daha&helliip;)

Hangi Yol Allah’a Götürür?

ALLAH’A HANGİ YOLDAN GİDİLİR ? “Kısa ve doğru yolu Allâh gösterir. Ama o yoldan sapan da var. Allâh dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi.” (Nahl, 9)   ’’ Sırat’’ yol demektir. “Müstakim” ise kendisinde bir eğrilik ve sapma bulunmayan anlamına gelir. İki terim bir arada bulununca dosdoğru olan yolu (Sırat-ı Müstakim)ifade etmektedir. İnsanlar tecrübeleriyle bilirler ki, çok değişik yollar vardır. Kısa, uzun, (daha&helliip;)

Zümer Suresi 10 ve 53. Ayetlerle İlgili Soruya Cevap…

Zümer Suresi 10 ve 53. ayetlerinde “de ki” ifadesinden sonra “kullarım” denmesinin nedenini soranlara verdiğim cevabı burada da paylaşmak istedim. (Zümer 53) De ki: “Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affder. Çünkü O, mutlak Gafûr, mutlak Rahîm’dir. Sadece bu ayetlerde değil, başka örneklerde de görüyoruz benzer durumu. Kuran’daki bu anlatım özelliğinde (daha&helliip;)

Adaleti Sağlarken…

Yaşamımızın rehberi olan Kuran, bizlere her alanda yol göstermektedir. Bu alanlardan biri de hukuktur. Hukuk, gerçek ve tüzel kişiler arasındaki veya birbirleriyle olan ilişkileri düzenleyen bir alandır. Kuran’da miras, hırsızlık, adam öldürme gibi pek çok konuda hükümler yer almaktadır. Ben bu ve benzeri konularda yer alan ayetleri açıklamaktan ziyade Kuran’ın adalet konusundaki hassasiyetinden bahsetmek istiyorum. Her konuda detaylı bir açıklama (daha&helliip;)

(Kendine) Müslüman – (Kendine) Teslim Olan!

Adem yakıştırmaz kendini cehenneme. O ademdir, o özeldir. Dünyaya halife olarak gelmiştir ve sonsuza değin öyle kalacağını zanneder… Tuhaf değil mi? Ne yazık ki büyük bir bölümümüz cehennemin en dibini boylayacağız. Biz nasıl insanlara dönüştük böyle; Allah bizi affetsin. Ellerimizde tesbihler, dilimizde anlamını bilmeden söyleyip durduğumuz “eyvallah”lar, “inşallah”lar, “maşallah”lar… Allah’ı dillerden düşürmeyip düz bakan yan gözlüler… Kafalarda bilmem ne marka eşarp (daha&helliip;)

Düş…

Düşlüyorum. Bembeyaz bir yer. Sigara da yok. Çay da. Sonsuz bir sükut kaplamış yüreğini. Tedirginliğin emaresi yok. Kaygı kilometreleri sıfırlanmış. Zaman ölmüş. Öyle bir mefhum yok. Altından ırmaklar akan bir yer burası. Her bir meyve, her bir yerde. Burada zalim yok. Zulüm de yok. Hasedin cesedi çürüyeli, artırma hırsının köküne kibrit suyu döküleli bin yıl olmuş. Ama zaman yok. Karşılıksızca (daha&helliip;)

İyi ki Ölüm Var !

Ölüm bir canlının hayati fonksiyonlarının kesin olarak sona ermesi… Yaşlılık, boğulma, yüksekten düşme, kan kaybı, kalp krizi, yanma, elektrik akımına kapılma, trafik kazaları, kanser ve türevi hastalıklar… ve sayamadığım bir çok sebep ölüm kapısının anahtarı olabiliyor çoğu kez. Ölüm, kimilerine göre bir başlangıç, kimilerine göre bir son. Gerçek şu ki insanoğlunun dünya üzerindeki tüm canlılarla en eşit olduğu an: “ölüm anı!” (daha&helliip;)

İman ve Yardım…

“Benim kalbim temiz”, “amacım sadece insanlara yardım etmek” , “ben bu iyilikleri insanlık için yapıyorum” gibi lafları hepimiz bir çok kez duymuşuzdur. Yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım elini uzatmak, onlara zor günlerinde destek olmak ve bir nebze bile olsa  biraz huzara kavuşmalarını sağlamak elbette ki çok güzel bir davranıştır. Zaten Allah’ın inananlardan istediği de tam bu yaklaşımdır. Elinde imkanı olan ya da (daha&helliip;)