Birer kağıt kalem alın ve hayatınızda bağlı olduğunuz şeyleri yazın. Şimdi sırasıyla okuyalım. İlk sırada muhtemelen-varsa- çocuklarınız yer alır. İkinci sırada eşiniz ya da sevgiliniz olmalı, değil mi? Daha sonra gelenler anne babanız, kardeşiniz. Burada da çok sevdiğiniz bir dostunuz sanırım. Beşinci sıradaki kişiye göre değişir; hatta bazıları için ilk sırada bile olabilir. Paranız, eviniz, işiniz, malınız-mülkünüz gibi… Ya da
(daha&helliip;)
Geçen gün lisede eğitimlerini sürdüren öğrencilerimden kadınların farklı toplumlarda uğradıkları ayrımcılık ve eşitsizlikler üzerine bir sunum hazırlamalarını istedim. Sonuç benim için son derece üzücüydü. Sınıfın çok büyük çoğunluğu Müslüman nüfusa sahip ülkeler üzerine odaklanmışlardı. İnternet üzerinden buldukları videolarda “Allahu ekber” nidaları arasında taşlanan kadınlar, 10 yaşında evlendirilmiş kocalarından dayak yiyen başları kapalı kız çocukları vardı. İlk tepkim çocuklara kızmak oldu,
(daha&helliip;)
Allah, Kuran’da, bize, bu dünyada ne yapmamıza izin verip neden kaçınmamız gerektiğini açıkça belirtmiştir. Yapılmasını yasakladığı şeylerin bir kısmının hesabını ahirete bırakırken bazıları için bu dünyada da ceza verilmesini söylemiştir. Kuran’a göre; “Zina eden erkeği zina eden bir kadın veya putperest bir kadından başkası nikâhlayamaz. Zina eden kadına gelince, onu da zina eden bir erkek veya putperest bir erkekten
(daha&helliip;)
Yazdığım Bir yazıma bir kardeşimizin verdiği tenkit, uyarıcı cevaplar, beni dikkatle bu konuda düşünmeye yönlendirdi. Tenkitleri ve uyarıları her zaman ciddiye almalıyız. Çünkü hepimiz beşeriz, her zaman hata yapabiliriz. Gelin birlikte bir din kardeşimizin, bana yaptığı uyarılar üzerinde düşünelim. Gerçekten bu uyarılar, rehberimiz Kur’an ın önerdiği doğrultuda mı, yoksa? İşte o yok sanın, cevabını birlikte arayalım, tabi yine elimizde Allah
(daha&helliip;)
Samimi inanan insanın yaşamındaki en önemli amacı, Allah’ın hoşnut olacağı ahlak yapısına sahip olmak. Bunun için kendini eğitir; nefsini değil ruhunu bebek gibi besler, geliştirir. Samimi, dürüst, özverili, merhametli, mütevazı olmak gibi güzelliklerde bir sınır tanımaz. Bu özelliklerin hiçbirinin bir ‘üst sınırı’ yoktur çünkü. İnsanın, “tamam, ben en güzel ahlakı kazandım, bundan daha iyisi olamaz” diyerek, çaba göstermeyi bırakması yerinde
(daha&helliip;)
Tek gerçek kılavuzu ALLAH olarak bulduktan sonra bile insan yeni kılavuz arayışına girişebiliyor. Bu dünyada yanımızda olan, oturup sohbetler edebileceğimiz, bizim gibi, hatta bizden daha iyi, elleri, kolu, bacağı olan bir Ademoğlu arıyor. Eğer bu yeni kılavuz bulunursa, göze görünmeyen ALLAH unutulmaya başlanıyor, ikinci sıraya atılıyor ve ilk sıraya da yeni kılavuzumuz yerleşiyor. Ne yazık ki bu şahıslar kraldan çok
(daha&helliip;)
İnsanların din anlayışında; genelde Müslümanların dünyada zorluklar üstüne zorluklar çekeceği, inanmayan kafir olanlarında dünyalarının cennetleri olacağı gibi bir inanış vardır. Oysa ki Kuran’da Rabbi’miz kendisine iman ve istiğfar edip ,teslim olanlara, ahirette güzellik ve mutluluk vereceği gibi “tabi ki dinde sebatın belirlenmesi için zorluk ve imtihanlar olacaktır “ama dünyada da rahmet ve nimetler vereceğini söylemektedir. Aynı şekilde birçok ayette Allah’a
(daha&helliip;)
Geçtiğimiz yıl, Arap Baharı başlığında ortadoğuda meydana gelen halk ayaklanmalarına hem yazılı hem görsel basından sıkça şahit olduk. Bunlardan bazıları “Deviriş” lerini tamamladılar. Şu sıralar hummalı bir şekilde yeni sistemlerini kurma çalışmaları yapıyorlar. Bir taraftan yıkılanın yerine talip onlarca parti arasından kendilerini en iyi temsil edecek olanı anlamaya çalışıyor; bir taraftan da bu idari boşlukta meydana gelmesinden korktukları kaosu önlemek
(daha&helliip;)