Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet edilsin. (Ali İmran Suresi, 204) Ayetlerde yüce Allah tarafından, âlemlere rahmet ve insanlığa bir kılavuz olması için gönderilen kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in okunduğu sırada insanlara rahmet olması için onun dinlenmesi ve konuşulmaması buyrulur. Kur’ân yüce Allah’ın sözüdür. Şüphesiz yüce Allah’ın sözü de sözlerin en güzeli ve insanın hem bu dünyası
(daha&helliip;)
“Şu bir gerçek ki, inananlar ancak kardeştirler. O halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve Allah’tan korkun ki size merhamet edilebilsin.” (Hucurat Suresi Ayet 9-10) Daha önce de ifade edildiği gibi İslâm kelimesi selam kelimesiyle aynı köktendir ve selam da barış ve esenlik anlamlarına gelmektedir. Üzerinde bulunduğumuz dinin özü barışı temsil ediyorken insanların ve de özellikle inanan insanların kavga ve çekişme
(daha&helliip;)
Kuran sunduğu iman, koyduğu ilkeler, emirleri, yasakları, tavsiyeleriyle zihinleri inşa etmektedir. Unutmamalıyız ki bu zihin inşası 7. yüzyılda insanlara ulaşmış bir kitap ile olmaktadır. Önceden ele alınan, Kuran’ın, insanların hayatının merkezine Allah’ı koyması, olağanüstülükleri, tarihte oynadığı rol ve anlam vermesi gibi önemli özelliklerinin yanına Kuran’ın çağını aşan şekilde zihinleri inşa etmesini de eklemeliyiz. Gerçekten de Kuran, insanlarla buluştuğu çağda, o
(daha&helliip;)
Peygamberler de bizim gibi insandır. Nasıl insanlar arasında çeşitli açılardan farklılıklar ve üstünlükler varsa peygamberler arasında da bazı konularda farklı özellikler bulunmaktadır. Kuran da bunu desteklemektedir. Ancak Kuran’da hiçbir ayette peygamberler arasında üstünlük mukayesesi yapılmaz. Hepsi İslam peygamberidir ve biz hepsini sevip sayarız. Bir mümine düşen peygamberlerin arasını ayırmamaktır. Nitekim Kuran da bunu teşvik etmektedir: “Allah’a ve O’nun resullerine iman
(daha&helliip;)
Kuran’da abdest, sadece ve sadece namazın bir şartı olarak anlatılır. Ayrıca camiye girerken, Kuran okurken, namaz dışındaki herhangi bir ibadet için abdestin, ve de boy abdestinin (gusül) alınmasına ihtiyaç yoktur. Kuran’da abdest ve boy abdesti birazdan vereceğimiz iki ayette geçer. Bu iki ayet dışında Kuran’da abdest ve boy abdesti ile ilgili hiçbir ayet yoktur. Yani abdest ve boy abdestinin ne
(daha&helliip;)
İnsan, kendisine iyilik yapana, teşekkür edecek kabiliyet ve sorumlulukta yaratılmıştır. Bu sebeple kişi, kendisine sayısız nimetler veren Allah’a ve iyilik yapan insanlara teşekkür eder. Bunun sonucunda iyilik yapan ve iyiliğe kavuşanın her ikisi de memnun olur ve söz konusu iyilik artarak devam eder. Nitekim Yüce Allah, “… şükrederseniz, vermiş olduğum nimetleri artırırım ” (İbrahim Suresi, 7. Ayet) buyurmaktadır. Allah’ın bu
(daha&helliip;)
Peygamberimiz hayattayken ikiyüzlüler, inananların arasına ayrılık sokmak için, inananlara zarar vermek için bir mescit açmışlardır. Bununla ilgili İslam Ansiklopedisi’nde şu bilgi yer almaktadır: Sözlükte “zarar vermek, muhalefet etmek, sıkıntı vermek” anlamına gelen dırâr kelimesi mescid kelimesiyle birlikte Kur’ân-ı Kerîm’de “mesciden dırâren” şeklinde geçmekte (et-Tevbe 9/107) ve âyette münafıkların (ikiyüzlülerin) yaptığı bu mescidden bahsedilmektedir. (İslam Ansiklopedisi, Mescid-i Dırar maddesi) Peygamberimizin söz
(daha&helliip;)
“İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (EVLENMEDEN) 4 AY 10 GÜN (vefat iddeti) beklerler. Süreleri bitince artık kendileri için meşru olanı yapmalarında (EVLENMELERİNDE) size bir günah yoktur. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Bakara Suresi, 234. Ayet) “(İddet bekleyen) Kadınlara kendileriyle evlenmek istediğinizi üstü kapalı olarak anlatmanızda veya bu isteğinizi içinizde saklamanızda sizin için bir günah yoktur. Allah, onlara bu niyeti
(daha&helliip;)