Hikmetimizi neden kaybettik? Hikmetle gelen Nebi-Elçimiz olduğu halde, Hikmeti neden Antik Yunan da yada Antik Mısırda, Uzak doğu da aradık?!! Neden, Nebi-Elçilerin hikmetli davetine icabet edenler az bir topluluk olmuş? Ayrıca, Vahiy kaynaklarına, Kitap’lara neden farklı bakış açılarıyla yaklaşıyoruz?Kitap’ları, kaç türlü bakış açısıyla okumak mümkün? Vardığım sonuç: ALLAHIN VARLIĞINI DELLİLENDİRMEYE ÇALIŞANLAR- ALLAH/EVREN/İNSAN İLŞİKİSİNİ “ÖZ”DEŞ- VAHDET- VUCUT BAKIŞ AÇISIYLA YAKLAŞANLAR –SADECE SEZGİSELCİLİĞİ YADA
(daha&helliip;)
Bir söz vardır “Yalan söyleyenler, doğru söyleyenlere inanmazlar.” Gerçekten de hayatımızda çok karşılaştığımız bir durumdur, yalan söyleyenlerin kolay ikna edilemeyeceği konusu. Çünkü bazı kişiler yalan yanlış sözler söylediğinin, farkında bile değillerdir. Böyle kişiler nefislerinin baskısı altındadırlar. Gelin bu sözlerin ardında yatan mantığı, birlikte düşünelim. İnsanlar neden yalan söyler, ya da söylemek durumda kalır. Hayatımızda bu durumla hepimiz karşılaşmışızdır, az ya
(daha&helliip;)
Kur’an-i Kerim, Bilim içerikli her konuyu başlıklar halinde aktarırken, bizim de bu konuları araştırmamızı ya da konular üzerinde düşünmemizi, ders çıkarmamızı ister. Bize gayp olan bazı konuların araştırılmasından sonra elle tutulur gerçeklikle karşılaşılıp o konunun gayp olmaktan çıkacağını da bize bildirir. Yaratılan kâinatta yapılan araştırmaların sonucunda bulduğumuz veriler ile belli konular gayb olmaktan çıkacaktır; tabî ki Rabbimizin izin verdiği oranda.
(daha&helliip;)
Kelime anlamı olarak Cuma, Arapçada toplanma anlamına gelmektedir. Cuma namazı tüm inananlara kılınmış bir farzdır. Bu yazıda Cuma namazının önemine, ülkemizde Cuma namazına katılanların davranışlarına ve Cuma namazlarının bizlere katması gereken değerlere değineceğim. “Ey inananlar! Cuma günü, namaz için çağrı yapıldığında, Allah’ı anmaya/Allah’ın Zikri’ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.” CUMA-9 Ayetten de net bir şekilde anlaşılacağı gibi
(daha&helliip;)
Göklerin ve Yerin Melekutu(İçyüzü/Hükümdarlığı) Enam Suresi 75.Böylece biz İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun. 76. Gece onun üstünü örtünce bir gezegen gördü de “İşte Rabbim bu!” dedi. Gezegen battığında ise “Batıp gidenleri sevmem!” diye konuştu. 77. Ay’ı doğar halde görünce, “Rabbim bu!” dedi. O batınca da şöyle konuştu: “Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan
(daha&helliip;)
Biz çok ümitsiziz. Her kötü olay bizim için bir felaket. Özellikle Türkler ve diğer Müslüman milletler her şey de bir olumsuzluk görüyor. İki teyze konuşmaya başladı mı önce hastalıklarını anlatır, sonra kötü gelinden dertlenir, sonra borçtan vs vs. Eğer inanıyorsan Allah’a bu dünyanın bir imtihan dünyası olduğunu bilmen lazım. Hayatta neler olmuyor ki? “Her şey insanoğlu için” bu anlamda güzel
(daha&helliip;)
Yüzdesel olarak tam bilemesem de dünya nüfusunun büyük bir kısmı Allah’a inanmaktadır. Bu da beraberinde cennet ve cehennem inançlarını getirmektedir. Cennet inananlar için bir ödül, cehennem ise ceza yeridir. Peki insanlar işledikleri suçların cezasını sadece öldükten sonra ahirette mi çekerler? Yoksa bu dünyada da onlar için bir ceza var mıdır? Bu dünyada işlenen günahlar/suçlar cezasız kalır mı? Aslında bu soruyu
(daha&helliip;)
Toprağa ekilen bir tohum, henüz kökleri olmadığından ihtiyacı olan besinleri topraktan alamaz. Kökleri oluşuncaya kadar bünyesinde bulunan besin deposundan beslenir ve bu besin deposunu toprakla buluşmadan önce asla tüketmez. Bunu sağlayan bünyesinde bulunan bazı hormonlardır. Ekilen tohum su ile ıslandığında faaliyete geçen enzimler, yeni hormonların üretilmesini sağlar. Bu hormonlar büyüme enzimlerini faaliyete geçirir ve tohum ancak bu şekilde deposundaki besinleri
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- …
- 108
-