Nevzuhur; yeni ortaya çıkmış zuhur etmiş anlamında kullanılan (aslında günümüz Türkçe’sinde pek kullanılmayan) bir kavram. Aslına bakarsanız son zamanlarda bu kelime de yeniden zuhur etti. Velhasılı zuhur eden kelime olsun mehdiler, mesihler zuhur etmesin de… Kelime üzerinde bu kadar durmamın sebebi, “nevzuhur”u özellikle din bilgini olduğu iddiasında olanlardan son zamanlarda cümle içerisinde o kadar çok duydum ki bana artık konuyla
(daha&helliip;)
“ Benim kalbim temiz” sözünü hemen hemen herkes bilir. Birçok insan “benim kalbim temiz, benim kimseye zararım yok ya da Allah içimi biliyor ” gibi kalıplaşmış olan bu sözleri söyleyerek vicdanlarını rahatlatmaya çalışır. Kendisini, temiz kalpli biri olarak ilan ederek, çevresinde bulunan insanları da buna inandırmaya çalışır. Fakat Kur’an’ı Kerim’e baktığımızda, Allah’ın emir ve yasaklarını gerektiği gibi yerine getirenlerin ve
(daha&helliip;)
Allah tüm peygamberlere gönderdiği dinin adının, İSLAM olduğunu söyler. Yani Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanların ortak dinin adı İSLAM dini olduğunu Kur’an dan anlıyoruz. Kur’an, Allah indinde tek din İslam dır der. Çünkü bu kelimenin anlamı teslimiyet ve Allah a itaat anlamındadır. Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman ismi ise, peygamberlere indirilen şeriatın ismidir. Her şeriat ne yazık ki, Allah ın dinini hurafe
(daha&helliip;)
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun Bismillahirrahmanirrahim. ‘‘Ikra’bismi rabbikellezî halak ! ” Alak 1 Böyle başlar Kur’an. Resulullaha söylenen ilk ayetlerdir bunlar. İlk seslenişler… ”Oku ! ” der Rahman, oku. ”Yaratan Rabb’inin adıyla oku ! ” Ancak günümüzde ise, insanlar bu çağrıya pek önem vermezler. Halbuki ne kadar da gaflet içindedirler ! Kur’an’ın ilk emri ” OKU ” iken.
(daha&helliip;)
Allah’a sübhaneke demekten vazgeçin. evet peygamber efendimizde sübhaneke duasını okurdu ama o Rabbine sübhaneke derken Allah’ım sen kusursuz ve eksiksizsin diyordu. Ama biz arapca okuduğumuzda asla anlamını o anda kavrayamadığımız için 5 vakit boyunca hergün Rabbimize sadece sübhaneke diyoruz. En güzel ibadet kendi dilimizle ve Rabbimizi nasıl yücelttiğimizi bilipde yaptığımız ibadettir. Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar
(daha&helliip;)
Günümüzde pek çok konuda, söylenen ve yapılanların birbirini tutmadığı durumlar vardır. Kimi zaman bu durum -‘’teori’’ ile ‘’pratik’’ ayrıdır- şeklinde ifade edilir. İnsanların çoğu, bu durumdan şikayet etse de böyle gelmiş böyle gider mantığı ile eleştirse de, düzeltmek adına herhangi bir çabada bulunmaz. Günlük hayatımızda ‘’söz’’ ve ‘’yapılanın’’ birbirini tutmadığı bir çok alanlar olsa da, din böyle bir şey değildir.
(daha&helliip;)
Neden, nasıl böyle olduk? Acaba yüzyıllardır hadislerle, mezheplerle, imam, şeyh ve şıhlarla rüzgardaki bir yaprak misali yaradanımızdan ve O’nun kitabından uzak savrulup gittikte hep doğruyu yaptığımızı zannederek Kur’an ehli olduğumuzu unuttuk hadis ehli, ümmetçi, hanefi, şafi, bilmem neci ve bilmem kimci mi olduk? En’am 159; Dinlerini parçalara ayırıp grup grup olanlarla senin hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır; sonra
(daha&helliip;)
Hayata dair Kur’andan edindiğim bakış açımı paylaşmama izin verin… 1- Şeksiz / şüphesiz Allaha dayanıp – güvenmek (Al-i İmran/160) 2- Kur’anı sindire sindire / yavaş yavaş okumak Hud (1-2) 3- – Kendimizi sürekli hesaba çekmek ve İç ve dış (afakta ve enfüste) ayetleri okurken sürekli Kur’anı önceleyerek okumak. Anladığımız ayetleri gizlememek. Kur’an’dan öğreniyoruz ki kâinatta yaratılan her şey bir ayet
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 43
- 44
- 45
- 46
- 47
- …
- 136
-