Rahmeti sonsuz, esirgemesi bol, Allah’ın adıyla! Selam, Müslümanım Diyenlere! Vahyin ışığıyla sınırlarımızı çizen, bizleri özgürleştiren, kimliğimizi belirleyen, yolumuzu aydınlatan, iyi ve güzel işler yapmamızı öğütleyen, doğruya kılavuzlayan, kulluğumuzun bilincine vardıran, yaratılış gayemizi açıklayan, yaşam tarzımızı şekillendiren, kısacası “Şerefimiz” olan “ Kur’an/ Okunan/Kutokutuş, bakalım “Mümin” özelliklerimizi nasıl sıralıyor. Vereceğimiz bu özellikler, sonsuz zenginliği olan vahyin sadece bir bölümünden alıntıladığımız özettir. 1-
(daha&helliip;)
Yanlış düşünüyorsam Allah affetsin sizinle İrade TEFEKKÜRÜMÜ paylaşmak istiyorum. Haddimi aşmadan anlatabilirim inşallah. İRADEYİ çok düşündüğüm bir süreç geçirdim. Felsefe yapılarak anlatılan determinist anlayışla olasılıklar ve belirsizlikler üzerinden anlatılan iredeye cevap anlayışları İnsan oğlunun hayatı anlama ve anlamlandırma çabasıdır. Bu tür felsefik yaklaşımlar en sonunda aslında insanı iradesizliğe sürüklediklerini anlamam çok uzun sürmedi. Felsefeye felsefeyle yakşılınca sonuç kaçınılmaz oluyor. Olaylara
(daha&helliip;)
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla… 1 Yemin olsun zamana 2 İnsan, gerçekten tam bir hüsran içindedir! 3 İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır. Asr Suresi Kısacık bir sure… Sadece üç ayet. Ama o kadar çok şey anlatıyor ki. İnsanın yaşadıkça kaybettiğini, kaybedenlerden olmaması için neler yapması gerektiğini söylüyor. Zamana yemin ederek başlıyor
(daha&helliip;)
İslam toplumuna Yahudiler ve Hıristiyanlar, kendi inançlarını öyle bir sokmuşlar ki, hiçbir şeyin farkında bile değiliz. Bunun en büyük nedeni ise elbette, inancımızı yaşarken, Kur’an ı ve aklı devre dışı bırakmamız, rivayet ağırlıklı bir inanç yaşamamız, büyük etken olmuştur. Bizler Allah ın ayetlerini anlayarak okumadığımız için, Kur’an ın nuru ile buluşamıyor, onun aydınlığından istifade edememenin acısını da, elbette çekiyoruz. Çünkü
(daha&helliip;)
Kabul etmesi ve anlaması gerçekten zor ama dinimiz büyük bir kitle tarafından 1500 senedir yanlış uygulanıyor. İnsanlar geleneğe ve atalarının uygulamalarına o kadar bağlanıyorlar ki gerçeği anlamak için akıl ve mantık süzgecini kullanmayı devre dışı bırakıyorlar. Oysaki bu anlayış Kuranda sürekli eleştirilmektedir. Bakara suresi 170: Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” dendiğinde: “Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” derler. Peki, ataları
(daha&helliip;)
Çoğu kişinin kafasını kurcalayan makyaj ve kaş aldırma gibi eylemlerin dinen bir sakınca teşkil edip etmediğini anlamak için Kuran’da bir araştırma yaptım. Ulaştığım neticeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Makyaj yapmak caiz midir? Kadınlar veya erkeklerin makyaj yapmasında bir sakınca yoktur. Kişinin sadece eşine güzel görünmesi yönündeki izahlar dini bir temele dayanmamaktadır. Güzel görünmemek, dikkat çekmemek gibi eğilimlerin daha evla olduğu iddiaları
(daha&helliip;)
Geleneksel islami inancın inanış biçiminde şunu görürüz: Kuran Allah’a ve O’nun peygamberine itaat etmemizi istemektedir. Bu durumda Allah’a itaat etmek için Kuran’a, peygambere itaat etmek için ise Kuran dışındaki kaynaklara uymalıyız. Oysa Kuran, peygambere itaat etmemiz gerektiğini söylemekle kalmıyor, bunun nasıl yapılacağını, peygambere indirilen ve peygamberin insanlara ilettiği “ilahi mesaj”ın ne olduğunu da anlatıyor. Aşağıdaki ayetler bizi peygambere indirilen ilahi
(daha&helliip;)
İnsan, güzel ahlakı kazanabilmesi için dünyada eğitimden geçiyor. Eğitim gereği yolda zorluklar var; acılar ve çile var. Başka türlü bir eğitim, insan aklının alabileceği şekilde mümkün değil, tek yöntem bu. Ancak Allah, insanları sadece güçlerinin yeteceği zorluklarla sınıyor. Zorluğu boşuna vermez Allah, sevdiği ve merhamet ettiği için verir. Zorluk, insana yemek içmek gibi gereklidir, güzelliktir. Zaten bu zahirinde bir zorluktur.
(daha&helliip;)