Peygamberimiz’in hadis yazımına izin vermediğini, kendi sözlerinin yazımını yasakladığını hadisçiler bile kabul etmektedir. “En doğru” kabul edilen dokuz hadis kitabından ikisi olan Müslim’de ve Hanbeli mezhebinin kurucusu İbni Hanbel’in Müsned’inde şu hadis rivayet edilerek, Peygamberimiz’in, kendi sözlerinin yazımını yasakladığı kabul edilir. “Benden Kuran dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kuran dışında bir şey yazmışsa imha etsin.” (Müslim, Sahihi Müslim, Kitab-ı
(daha&helliip;)
Mezheplerin kendi aralarında nasıl çeliştiklerini aşağıdaki tablolardan görelim ve Allah’ın tek dininin mezhepler aracılığıyla nasıl farklı yapılara dönüştürüldüğünü anlayalım. Bu tablolarda sadece mehlerin kendi arakarındaki çelişkilerine yer veriyoruz, mezheplerin kendi içlerindeki çelişkilerine yer vermiyoruz. Örneğin Hanefi mezhebinin kurucusu Ebu Hanife ile onun talebeleri Ebu Yusuf ve Muhammed’in farklı görüşleri olduğu da kabul edilir ve bunlarda da çelişki çoktur. Bu tablolarda,
(daha&helliip;)
Her alanın kendine has bir kavramlar dünyası/dili vardır. Dinin de bir dili vardır. Kur’an’ın dili “Din Dilidir.” Her ilmin bir dili vardır. O dil bilinmezse o ilmin ifade ettiği yüksek manalar anlaşılamaz. Matematiğin, hukukun, tıbbın, biyolojinin, astronominin, tabiat bilimlerinin, sosyolojinin, felsefenin velhasıl her ilmin kendine has bir dili vardır. Siyaset, hukuk, sanat, ekonomi vb. insankaynaklı iken; din ilahi kaynaklıdır ve
(daha&helliip;)
Anlam, insanın yapıp-etmelerinde ortaya koyduğu ve kendisini ifade etmesine imkân veren değerler bütünüdür. İnsan bunlarla kendisiyle yüzleşir ve kendisini gerçekleştirir. İnsanın anlam arayışı iç dünyasında ve dış dünyada kendisini gerçekleştirmesiyle olur. Biyolojik insanın kültürel insan olmaya doğru yol alan herkes, anlam arayışı içine girer. Hayatın, varlığın, kendi varlığının, var olmanın anlamını yakalamak ister. Konuşmaya başlayan çocuğun, çevresinde her olup biten
(daha&helliip;)
Allah’ın peygamberine emirlerinden biri her zaman ve mekanda, İslam’ı inkar edenler istemese de engel olsalar da mutlaka dini bildirme vazifesinin yerine getirilmesidir. Bundan dolayı, Peygamberimiz de sessiz kalmama ve Kuran’ı açıkça bildirmeyle emrolunmuştur. Bu durum, Kuran’da şöyle ifade edilmektedir: “Sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve ortak koşanlara aldırma.” (Hicr Suresi 94. Ayet) Kuran, kıyamete kadar geçerliliğini devam ettirecek ilahi kitaptır.
(daha&helliip;)
Din adına uydurulan şeyleri ortaya çıkarıp dini sadece Kuran’ın denetimine teslim ederken, tartışılmaz olduğu sanılan kişilerin hegemonyasından dini kurtarmak gerekir. Bu sağlanmadan Sünni ile Şii, Alevi ile Hanefi, Şafi ile Caferi kucaklaşamaz. Daha doğrusu herkes tartışılmaz gördüğü insanlardan dinini kurtarıp, tek tartışılmaz olarak Kuran’ı ilan edecektir ki; herkes Sünnilik, Alevilik, Şiilik, Hanefilik etiketlerinden kurtulup, etikete ihtiyaç duymayan Müslüman olabilsin. (Bu
(daha&helliip;)
Sünni ağırlıkta olan Diyanet kurumunun Kuran’ın ışığında düzenlenmesi önemli bir sorundur. Ne yazıktır ki sorulara Kuran’a dayanarak değil Sünni fıkhına, mezheplerin İslam’ına dayanarak cevap veren Diyanet’e göre hurafe deyince akla türbelere bez bağlamak ya da türbelerde mum yakmak gibi şeyler geliyor. Dini konularda görüş sorulduğunda, gırtlağa kadar hurafelere boğulmuş kaynaklara gönderme yapan Diyanet’in, bu yaklaşımı, düzeltilmesi gerekli ciddi bir sorundur.
(daha&helliip;)
1- Üçüncü Emevi Kralı Muaviye Bin Yezid Bin Muaviye (Ne tür salgında öldüğü belirtilmemiştir). 2- Dördüncü Emevi Kralı Mervan bin Hakem, taundan ölmüştür. 3- Beşinci Emevi Kralı Abdulmelik bin Mervan, taundan ölmüştür. 4- Yedinci Emevi Kralı Süleyman bin Abdulmelik, Zatül-Cenb Humma hastalığından ölmüştür. 5- Dokuzuncu Emevi Kralı Yezid bin Abdulmelik bin Mervan, veremden ölmüştür. Kaynak: Salih bin Abdullah bin Muhammed’uz-Zehrani,
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- …
- 531
-