İnançlı olmanın zor olduğu söylenmektedir, Allah hiçbir beşere (kul’a) üstesinden gelemeyeceği bir hayat ile sorumlu tutmadığını, dünya’nın sınav için gerçek olarak yaratıldığını bizlere pek çok Ayette belirtmiştir ancak okuyan,anlayan bilir gerçekten öyle. Bu ancak Allah’ın emirlerine gönül rızası ile uymayan kişilerin “seçerek, işine geldiği gibi uygulayanların” başına gelen zorluk sınavıdır diye düşünüyorum kendimce tabi en doğrusunu Allah bilir. ” Müslüman’ım
(daha&helliip;)
Allah’ın izni ile bu gün başladığım bir uğraş hakkında size bir takım görüşlerimi aktarmak ve haktan yana isem hak ile sizden de günlük hayatınızda haklı bulduğunuz görüşleri savunmanızı ve uygulamanızı rica ederim. Hayatımızda edindiğimiz her tür davranış ve düşünceyi oluşturan ilimi (bilgiyi) ancak, tek eksiksiz ve doğru olan Kur’an-ı Kerim’den öğrenebiliriz diye düşünüyorum.Bunun içinde onu anlamamız o dilde okumamız da
(daha&helliip;)
Allah’ın mümin kulları için en önemli farz ibadeti İslam’ı tebliğ etmektir. Kişi namaz kılabilir, oruç tutabilir, zekat verebilir, arkadaş ortamlarında Allah’ı anabilir, Kuran okuyabilir… Ancak diğer insanların da Allah’ı tanıması, sevmesi, O’ndan sakınarak yaşaması için çaba sarfetmiyorsa ve İslam’a karşı olan felsefe ve akımlarla mücadele etmiyorsa, en büyük ibadetlerden biri olan tebliği yerine getirmemiş olur. Müminler için tüm ayetler, istisnasız
(daha&helliip;)
Rahmeti sonsuz, esirgemesi bol, Allah’ın adıyla! Selam, Müslümanım Diyenlere! Vahyin ışığıyla sınırlarımızı çizen, bizleri özgürleştiren, kimliğimizi belirleyen, yolumuzu aydınlatan, iyi ve güzel işler yapmamızı öğütleyen, doğruya kılavuzlayan, kulluğumuzun bilincine vardıran, yaratılış gayemizi açıklayan, yaşam tarzımızı şekillendiren, kısacası “Şerefimiz” olan “ Kur’an/ Okunan/Kutokutuş, bakalım “Mümin” özelliklerimizi nasıl sıralıyor. Vereceğimiz bu özellikler, sonsuz zenginliği olan vahyin sadece bir bölümünden alıntıladığımız özettir. 1-
(daha&helliip;)
Yanlış düşünüyorsam Allah affetsin sizinle İrade TEFEKKÜRÜMÜ paylaşmak istiyorum. Haddimi aşmadan anlatabilirim inşallah. İRADEYİ çok düşündüğüm bir süreç geçirdim. Felsefe yapılarak anlatılan determinist anlayışla olasılıklar ve belirsizlikler üzerinden anlatılan iredeye cevap anlayışları İnsan oğlunun hayatı anlama ve anlamlandırma çabasıdır. Bu tür felsefik yaklaşımlar en sonunda aslında insanı iradesizliğe sürüklediklerini anlamam çok uzun sürmedi. Felsefeye felsefeyle yakşılınca sonuç kaçınılmaz oluyor. Olaylara
(daha&helliip;)
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla… 1 Yemin olsun zamana 2 İnsan, gerçekten tam bir hüsran içindedir! 3 İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır. Asr Suresi Kısacık bir sure… Sadece üç ayet. Ama o kadar çok şey anlatıyor ki. İnsanın yaşadıkça kaybettiğini, kaybedenlerden olmaması için neler yapması gerektiğini söylüyor. Zamana yemin ederek başlıyor
(daha&helliip;)
İslam toplumuna Yahudiler ve Hıristiyanlar, kendi inançlarını öyle bir sokmuşlar ki, hiçbir şeyin farkında bile değiliz. Bunun en büyük nedeni ise elbette, inancımızı yaşarken, Kur’an ı ve aklı devre dışı bırakmamız, rivayet ağırlıklı bir inanç yaşamamız, büyük etken olmuştur. Bizler Allah ın ayetlerini anlayarak okumadığımız için, Kur’an ın nuru ile buluşamıyor, onun aydınlığından istifade edememenin acısını da, elbette çekiyoruz. Çünkü
(daha&helliip;)
Kabul etmesi ve anlaması gerçekten zor ama dinimiz büyük bir kitle tarafından 1500 senedir yanlış uygulanıyor. İnsanlar geleneğe ve atalarının uygulamalarına o kadar bağlanıyorlar ki gerçeği anlamak için akıl ve mantık süzgecini kullanmayı devre dışı bırakıyorlar. Oysaki bu anlayış Kuranda sürekli eleştirilmektedir. Bakara suresi 170: Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” dendiğinde: “Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” derler. Peki, ataları
(daha&helliip;)