İnanmayanların Yaptığı İyilikler…

  Çevremizdeki insanlara dini konulardan, Allah’ın varlığı birliği, ahiretin varlığı, Allah’a kulluk konularından bahsettiğimizde özellikle Allah’ın varlığına inanmayanlardan ve Allah’ın varlığına inanmakla birlikte, dine inanmayan ve tabi olmayan kişilerden kendilerinin iyi insanlar oldukları, başkalarına karşı saygılı hatta yardımsever insanlar oldukları ve öldükten sonra hayat varsa eğer cezalandırılmamaları gerektiği şeklinde yorumlar duyabiliyoruz. Dahası benzer yorumları bazen müslüman kişilerden de duymaktayız. Allah’a (daha&helliip;)

Varoluş Sancısı!

ATEİSTLERİN düşünce çatısını incelediğimizde Yaşadığımız dünyanın “Yalan” olduğundan ve ölümden sonrasında başka bir hayatın var olup olmayacağını bilemeyeceğimizden ve Dinin- tanrının insan zekasının üretiği bir olgu olduğundan falan bahsederler. Tüm ateistik-agnostik vs. fikirleri bir araya getirip süzdüğünüzde aslında farklı yaklaşımlarlada olsa sonuçta benzer sözler söyleyen TASAVVUF EHLİ ile DE KARŞILAŞIRIZ. “ALEMLERİN HEPSİ HAYAL” “LA MEVCU DA-MEŞHUDA İLLA HU” VE Kur’ana (daha&helliip;)

‘Benim Kalbim Temiz’ Yanılgısı

Bu da inançlı inançsız herkeslerden bolca duyduğumuz bir cümledir. Özellikle inançlı insanlar ‘Benim zaten kalbim temiz’ der ve birçok Allah yolunda çalışıp çabalayan insandan daha müsterih bir şekilde yaşamlarına devam ederler. ‘Namaz kılmıyorum ama kalbim temiz’, ‘Zekat vermiyorum ama kalbim temiz’, ‘Oruç tutmuyorum ama kalbim temiz’… Bu insanlar bence kendilerine karşı bile samimi değiller. Aslında pek çok insan nasıl biri (daha&helliip;)

Bu Dine Neler Olmadı ki !

Kuran İnzali ve şartları ihmal ederek, sadece evrensel ilkeler yığını halinde gelseydi; “Bir defada indirilmeli değil miydi” diyen  inkarcı kurnazlığıyla, bir süre sonra hayattan kopuk, anlaşılmaz ve elinde her türden yorumlara gebe bir seranomi metni olurdu Kur’an. Oldu da. Aksine evrensel mesajı es geçerek, yalnız tarihsel  esasları gözetseydi de; ya, asla ulaşılamayan bir asr-ı saadet hayaline, yada bu hayale benzer (daha&helliip;)

Dinimize Sövenlere Karşı Ne Yapmalı?

Son dönemlerde bilhassa Fazıl Say’ın twitter’da yazdığı mesajlar ve sonrasında hakkında açılan dava üzerine Allah’ın dinine söven, Allah’ın dini ile dalga geçenlere karşı ne yapılmalı sorusu çokça tartışılır oldu. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Allah Kuran’da dine karşı çıkanlara, dini inkar edenlere verilecek bir cezadan ya da zorlamadan bahsetmez. Dahası Allah, Peygambere bile “sen onlar üzerine zorba değilsin” demektedir. Zaten devlet (daha&helliip;)

Sizce Huzur Nerededir?

Huzur, hemen hemen bütün insanların ihtiyaç duyduğu bir ruh halidir. Huzurlu insan sağlıklı yaşar, sağlıklı düşünür ve stres gibi sıkıntı verici duygulardan uzak bir yaşam sürer. Bazı insanlar iyi bir aile ortamını, doğayı, hoş bir müziği ya da yoga gibi bedensel aktiviteleri huzurun anahtarı olarak görür. Yoğun yaşam mücadelesinde kendilerine ayırdıkları ufak zaman dilimleriyle huzuru yakalamaya çalışır. Oysa Allah’ın anılmadığı, (daha&helliip;)

Zekat; Sadaka ve İnfak

  Kur’an’da “Allah yolunda” (fî sebilillah) kaydı düşülerek emredilenler: Cihad, hicret, infak. (bkn: Enfâl  74, Tevbe 19-20, Bakara  3, Bakara  190 vb…) Allah yolunda infak, mali bir cihattır, bir başka yönüyle bireysel maddecilikten toplumsal eşitliğe hicrettir. Maddecilik daim, ebedi değildir ve kaybedilebilir. Cenneti ise  tam tersine ebedi nimettir. İnfak terim olarak “yarar veren bir şeyi ona muhtaç olan biriyle karşılıksız paylaşmak” (daha&helliip;)

Nasib…

N-S(Sad)-B Nasib: Düzenlenmiş, tayin edilmiş, belirlenmiş paydır.(Ragıp el isfahani-Kavramlar sözlüğü) “Nasib konusunu “Kur’anın rehberliğinde sorgulamaya davet etmek istiyorum. “Yazık nasibi yokmuş” cümlesini mutlaka hepimiz duymuşuzdur. Maalesef kimilerimiz bu cümleyi belirli bir maksada binaen ve bilerek kullanır. Ve bu cümlede hipnoz edici olan anahtar kavram   “nasib” tir. İnsanların,  “nasib” konusunu kişiselleştirip, çok usta bir mantıkla kendilerince yorumladıklarını ve kullandıklarını birkaç tarikatı (daha&helliip;)