EVRİM, YARADILIŞA ve KURAN’A AYKIRI MI? Adem, ilk insan mı?

EVRİM, YARADILIŞA ve KURAN’A AYKIRI MI? Adem, ilk insan mı?

Dünya genelinde ”EVRİM” denildiğinde ilk akla gelen, Darwin teorisi olan biyolojik EVRİM’DİR,
Biyolojik evrimi savunan Darwin’ci akımların yaygın görüşü, tesadüf olarak var olan doğanın, tesadüf olarak başlayan canlı gruplarının özelliklerinde kuşaklar boyunca meydana gelen evrimsel değişimler ile şekillenmiştir.
Hayvanlar, bitkiler ve Dünya’daki diğer tüm canlıların kökeni, ortak atalardan geldiği görüşü kabul edilir.
İnsanların atası maymunlar olduğu ve diğer tüm plasentalı memeliler, yaklaşık 100 milyon yıl önce yaşamış sivri faremsi bir canlıdan evrimleşmiştir,
Kuşlar, sürüngenler, memeliler, iki ayaklı, dört ayaklı ve balıkların ortak atasının yaklaşık 500 milyon yıl önce yaşamış olduğu düşünülür.
Tüm hayvanlar ve bitkilerin, ilk olarak 3,4 milyar yıl önce ortaya çıkmış pro karyotlardan türemiştir,
Biyolojik evrim, tesadüf ile başlayan yaşam döngüsünde canlı nesillerinin ortak atadan değişim dönüşüm ile türeme süreci olarak bilinir.
Ancak, bu hipotez 21. yüzyılda bile bilimsellik ölçütü olgusal yoldan doğrulanabilmiş değildir,
Çünkü, doğa yasalarında bilim ile çelişen bir olgu, oluşum olmamıştır ve bu güne kadar evren, gezegenimiz ve doğa yasalarında bilimsel yöntemle açıklanmayan tek varsayım biyolojik evrimdir,,
Değişim dönüşüm olarak evrimleşme için öne sürülen milyonlarca, milyarlarca yıl, evrim ve biyokimya süreçlerine ters bir yaklaşımdır, Bilimsel araştırmalarda biokimya reaksiyonlar kısa zaman aralıklarla olup bitmesi gereken reaksiyonlardır,
Bilimsel araştırmalar, canlı yapısını oluşturan biyokimyasal parçalar rna, dna, proteinlerin değişim ve dönüşüme değil, mutasyona uğradığını, yani yapıları bozulduğunu gözlemlemiştir, yapıları bozulan elementler ise bir varlık oluşturmaz.
Canlıların yapısını oluşturan biyokimyasal parçalar biyolojik evrimleşme ile çatışır ve çelişir,
Daha da önemlisi, biyolojik evrim için bunlarda bilinç olması gerekiyor, bilinçsiz elementler, kendiliğinden tesadüf olarak bilinçli canlı oluşturması mümkün değildir.
Canlı cansız varlıkları oluşturan yapı maddelerini dizayn eden, kusursuz ve bilinçli bir yaratıcı olmalı,
Bilinçsiz ve özgür irade sahibi olmayan insanlar bir araya gelerek herhangi bir fikir, buluş, icat, yapı, tasarım, yapması mümkün müdür?
Elbette böyle bir şey mümkün değildir”
O halde devam edelim,
Bilinçsiz ve özgür irade sahibi olmayan ELEMENTLER, nötron, protonlar birleşip ATOMU oluşturması mümkün değildir,
Bilinçsiz ve özgür irade sahibi olmayan ATOMLAR tesadüf olarak birleşip MADDEYİ oluşturması mümkün değildir,
Bilinçsiz ve özgür irade sahibi olmayan MADDE tesadüf olarak birleşip EVRENİ ve içindeki Milyarlarca farklı varlıkları oluşturması mümkün değildir,
Bilinçsiz ve özgür irade sahibi olmayan EVREN, tesadüf olarak kendi içindeki kusursuz yasaları ve canlıları oluşturması mümkün değildir,
Bilinçsiz ve özgür irade sahibi olmayan EVREN, tasadüf olarak insana akıl, bilinç ve özgür irade vermesi mümkün değildir.
Bütün bunları oluşturan, var eden bilinçli ve özgür irade sahibi, kusursuz bir YARATICInın var olduğunun kanıtıdır,
Dolayısıyla, Bilimsel olarak doğruluğu kanıtlanmamış biyolojik evrim teorisi miti, Tesadüf olarak var olan doğanın, tesadüf olarak başlayan canlı varlıkların organik evrim ile değişim ve dönüşüme uğrayarak günümüze geldiği varsayımı birçok çelişki içermektedir,
Dolayısıyla, biyolojik evrimi savunan insanlar, bilimsel olarak kanıtlayamadığı biyolojik evrim teorisini, varsayım olarak savunmuş, ortaya çıkan çelişkiler karşısında, yaradılışı dışlamak durumunda kalmışlardır, bu düşünce din ve inanç konusunda tutarsızlık ve aykırılık içermektedir,
Bu nedenle,
1-Dini düşünceye sahip insanlar evrimi reddetmek,
2-Evrimi benimseyen insanlar dini reddetmek durumunda kalmıştır,
Oysa Kuran, Yaradılışın anorganik evrimleşme ile başladığını bildiriyor.
18:37 “Seni topraktan, sonra bir nutfeden yaratan, sonra da seni insan şekline sokana nankörlük mü ediyorsun?”
*Dünya genelinde bütün din mensuplarının yaradılış açısından yaygın kabul ettiği görüş, sadece Âdem’in topraktan yaratıldığını, sonraki insanların topraktan değil, Adem’den geldiği kabul edilerek, yaradılış evresinin bir kısmını doğrulayan bir kısmını yalanlayan görüş hâkim, inançlılar açısından bu durum sorgulanması gereken bir konudur, çünkü
Topraktan başlayan yaratılma süreci, bütün canlılar için topraktan yaratıldığı ve günümüzde topraktan yaratılma evrim sürecinin devam ettiği gerçeğini, Kuran’ın açıklamalarına rağmen görmezden gelinir veya kabul edilmez.
32:7 O ki yarattığı her şeyi güzel yapmış ve insanı çamurdan yaratmaya başlamıştır.
*Kuran’ın ”biz insanı çamurdan yarattık” açıklamasını sadece Adem’e özgüleştiren yaygın düşünce, haşa Allah’ın bir çömlekçi gibi çamuru yoğurarak insan şekli verdiğini anlaması sığ bir düşüncedir, bu düşünce süreçsiz bir yaradılışı savunmakta, yaradılış sürecini yok saymak ve dışlamaktadır.
Oysa, Kuran’ın bize açıkladığı bilgi, evrimleşme sürecinin topraktan başladığını bildiriyor.
Doğa ayetlerine baktığımız zaman, hayvan, bitki, insan gibi her canlının yaradılış evresinde, bir oluşum, yapılanma ve gelişme süreci olduğunu görürüz, işte bu süreç anorganik evrimleşme ile yaradılış sürecidir, sünnetullah’dır.
Anorganik evrim ile yaradılış, Toprak, çamur, balçık ile başlayan aşamalı süreç, nefsi vahide denilen ilk can, ilk hücre oluşumuna kadar devam eder ve ondan sonra biyolojik süreç başlar.
Biyolojik süreç tamamlandıktan sonra ”biyolojik evrim” iddiası bilime de Kuran’da aykırı bir iddiadır.
71:14 “Oysa O, sizi çeşitli aşamalardan geçirerek yarattı.”
*Yaradılış süreci, aşama, aşama değişim ve dönüşüm anorganik evrimleşmeyle olduğu gerçeğini Kuran bize bildiriyor.
76:2 Biz insanı bir sıvı karışımdan yarattık ki onu sınayalım. Bu yüzden onu işiten ve gören yaptık.
*Topraktan yaratılma süreci, toprağın sıvı bir karışım olan sperme dönüşmesi bir değişim, dönüşüm olan evrimleşme sürecidir.
23:12 Ant olsun ki, insanı çamurun özünden yarattık.
*Çamurdan yaratılma, olmuş bitmiş bir süreç değildir, sadece ilk insan, ilk canlı ile ilgili değil, her gün, her an devam eden, bütün insanlar ve bütün canlılar için devam eden anorganik evrimleşme ile topraktan yaratılma sürecidir.
Evrimin motivasyonu sürekliliktir, Süreklilik yaradılışın vazgeçilmez yasasıdır, sünnetullah’dır.
Yediğimiz gıdaların toprağın değişime dönüşüme uğradığı süreçlerden geçerek oluşan aminoasit, protein ve vitaminlerdir.
Vücudumuzda her gün yüz milyonlarca hücre ölmekte ve yüz milyonlarca hücre oluşmaktadır, yenilenen bu yeni hücreler, bizleri başka bir varlığa dönüştürmüyor, varlığımızı devam ettiriyor, hücrelerimizin hammaddesi toprağın değişime, dönüşüme uğradığı bitkisel ve hayvansal gıdalardır.
Vücudumuzun yapıtaşları olan, oksijen, kalsiyum, demir, çinko gibi elementlerin hepsi toprakta mevcuttur.
23:13 Sonra onu sağlam bir bekleme yerinde bir damlacık haline getirdik.
*Bekleme yerindeki damlacık, kadın ve erkekte oluşan spermlerdir, bu spermler topraktan aldığımız besinlerin dönüşüm değişim evrimiyle oluşur, sperm hücreleri cinsiyet hormonları tarafından sürekli üretilmektedir.
23:14 Sonra, o damlacığı, embriyo olarak biçimlendirdik,
*Sperm hücresi 23 kromozom ihtiva eder. 23 kromozom içeren kadın yumurtası ile birleşince 46 kromozomluk insan embriyosu oluşur, bu oluşum anorganik evrimleşme süreciyle gerçekleşir.
Evrim İslam ile çelişmez hatta İslam ile Paraleldir.
Evrim Allah’ın yaratma yasasıdır, şeklidir.
Allah canlıları evrim ile yaratır. Yani Evrimi Allah gerçekleştirir.
Evrim, topraktan ve sudan başlayan canlılık ile tesadüf ile oluşmamıştır,
Allah’ın yaratma yöntemidir.
Her canlı Allah’ın tasarladığı yaradılış ile yaratılmıştır,
Her canlı türlerin genetik yapı sınırları vardır, o sınırlar aşılamaz,
Bilim, bugüne kadar en küçük bakterinin bile genetik yapısının değişebildiğini veya değiştirilebileceğini gözlemleyebilmiş değildir, ancak mutasyona uğradığını (bozulduğunu) gözlemlemişlerdir.
Dünyadaki her canlı ve cansız varlık gibi, İnsanlar da, genetik yapısıyla insan olarak yaratılmıştır,
İnsanların, Evrim karşıtı görüşlere sebep olarak gösterilen Kuran’da pek çok yerde geçen, “Kûn Fe Yekûn” ayetleridir.
2:117 “Allah ol der ve hemen olur” diye anlatılır,
Ancak burada süreç anlamı da vardır ve bu anlam çevirilere ve anlatımlara yansıtılmaz.
Ol deyince, hemen olur, anlamı çıkarmak, Kuran’a aykırı olduğunu doğa ayetlerine baktığımız zaman rahatlıkla görebiliriz.
Ol deyince, olma süreci başlar aşama aşama devam eder.
Bu sünnetullah, bütün canlılar için geçerlidir.
Ol deyince ”Hemen olur” anlamında kastedilen anlamlardan biri, OLmasının Allah için insani anlamda bildiğimiz gibi zor olmamasıdır.
Yaratılışların süreçle olduğu ile ilgili pek çok başka ayet de sunabiliriz
71: 14. “Hâlbuki sizi aşama aşama yarattı” ya da “sizi evrelerden geçirerek yaratmıştır” diye çevrilen süreçsel bir yaratmadan bahsedilir.
Ayrıca önemli konulardan biri de, Adem’in topraktan yaratılan ilk insan olduğu inancı,
Kuran’da Adem’in ilk insan olduğu geçmez yani Âdem ilk insan değildir,
ilk Halifedir, ilk Peygamber ve ilk Elçidir.
Yahudi, Hristiyan ve İslam inancına göre ”Âdem ilk İnsandır” anlayışı Kuran’a aykırı bir iddia olmakla birlikte bilim ile de çelişen bir anlayıştır.
3:33 ‘Allah Âdem`i, Nuh`u, İbrahim ailesini, İmran ailesini kendi çağdaşları içinden seçerek üstün kıldı’
Bu ayette Rabbimiz Adem’i dahil ederek Nuh, İbrahim ve İmran ailesini kendi toplumların arasından seçtiğini bildiriryor,
tıpkı diğerleri gibi Adem’in de seçilmesi için başka alternatifler yani diğer insanlar olduğunu söylüyor.
Kuran’da “Allah Adem’i seçti” şeklinde ifade geçer.
Seçmek sözcüğünün anlamı var olan bir şeyin içinden birini seçmektir.
Demek ki Adem döneminde insanımsı (Homosapiens-beşer) varlıklar vardı ki Allah onların arasından Adem’i seçti.
Yani bir şeyi seçmek için birkaç şeyin arasından en az birini belirlenmesi gerekiyor.
Âdem seçilmiş ise, Peygamber olarak kendi döneminde ki toplumu düzene sokmak onlara doğruyu ve iyiyi öğretmesi gerekir.
Yani Adem’den önce BEŞERİ varlıklar vardı.
Adem, beşeri varlıkların arasından seçilmiş, ruh üflendikten sonra insan olmuştur.
Ruh ile birlikte, akıl, bilinç ve özgür irade kazanan beşer olan Âdem ile insanlık ilkeleri başlamıştır, Aynı zamanda, sorumluluk ve dünyevi sınav başlamıştır.
Kuran İnsanları, seçilen Adem sonrasında, sorumluluk alan insan topluluğu olarak tanımlıyor; eşitlik, adalet, beyt, şeriat, hukuk, oruç, erdem, ahlak, başkasına saldırmama, gibi dini ve ahlaki sorumluluklar Adem ile başlamıştır,
76:1 “Dehrin(zamanın) akışı içinde öyle zaman geçti ki, o dönemde, insanın adı bile anılmazdı” ayeti
Bilimsel olarak ortaya konmuş ve Kuran ile de açıklanmış olan, büyük patlamadan bugüne uzanan zamanda, insandan önceki insanımsı beşer olan homosapiens, homoeractus gibi varlıkların olduğu süreçleriyle uyumludur.
Adem bu beşeri varlıklar arasından seçilerek, insani vasıflarla sorumluluk yüklenerek, sınava tabi tutulan ilk peygamberdir.
Bilimsel olarak kanıtlanmış,
Doğa ayetleri ile gözlemlenmiş,
Kuran ayetleri ile pekiştirilmiş bir gerçeğin karşısında durulmaz, yalanlanamaz.
Bilimsel gerçeklik, aynı zamanda dini gerçekliktir.
Evrim teorisini savunanlar genelde ateist oldukları için, evrim fikri ile ateizmin yaygınlaşacağı görüşü hâkim, bu nedenle bütün dinlerde evrim düşüncesine şiddetle karşı çıkarlar,
İslam tarihinde evrimi savunan bilginler olmuştur,
El Cahiz 8. yüzyılda.
İbni müskevey 9. yüzyılda
Biruni 10. yüzyılda,
İbni Tufeyl 11 yüzyılda
İbni Haldun 13. yüzyılda, Yaşayan araştırmacı bilginler yüzeysel olarak evrimi savunan insanlardır,
Tarihçi ve biyolog Darwin18. yüzyılda bu insanların kitaplarını okuyup esinlenerek dünyanın bir çok noktasında daha derin araştırma yapmıştır, ancak yanlış teori üzerine yoğunlaşmış ve doğaya ve yaradılışa aykırı bir iddia ortaya koymuştur.
Kuran, yaradılış evrelerini aşama, aşama olarak bize açıklıyor.
23:12,14 Andolsun ki biz, insanı çamurun özünden yarattık.
Sonra onu sağlam bir bekleme yerinde bir damlacık haline getirdik.
Sonra, o damlacığı, embriyo olarak biçimlendirdik,
Sonra embriyoyu dölüt olarak biçimlendirdik,
Sonra dölütü kemik olarak biçimlendirdik,
Sonra kemiğe et giydirdik,
Sonra onu yeni bir yaratık haline soktuk.
Biçim verenlerin en güzeli ALLAH çok yücedir.
Cansız maddenin evrimleşerek canlı maddeye dönüşmesi yaradılıştır,
Biyolojik Evrim teorisi miti, Yaradılış ve evrimi ayrıştırmaktadır,
Kuran, evrimi ve yaradılışı birleştirmektedir ve Evrimleşme, yaradılışın aşamaları olduğunu,
Yaradılışın, evrimleşme süreci ile gerçekleştiğini bildiriyor.
Kuran’ın bildirdiği yaradılışın anorganik evrimleşme süreci ile gerçekleştiği aşaması, bilim ile çelişmemekte, bilim bunu doğrulamaktadır.
Ancak, biyolojik evrim teorisi Zan ile iddiadan ibarettir ne bilim ne de Kuran doğrulamaktadır.
”Biyolojik evrim teorisi” tesadüf olarak ortaya çıkan canlı organizmanın evrimleşmesi ile başlayan yaşam döngüsünde bütün canlıların ortak atadan geldiği iddiasıdır,
Bilimsel olarak da kanıtlanmamıştır, Kuran’a da aykırıdır, Doğa ayetlerine de aykırıdır.
”Anorganik evrim” yaradılış aşamasında evrimleşme sürecidir,
Bilimsel olarak doğrulanmıştır.
Doğa ayetlerinde gözlemlenmiştir,
Kuran ayetleri açıklamıştır.
Biyolojik evrimi kabul etmek, yaradılışı dolayısıyla yaratanı inkâr etmektir,
Anorganik evrimi inkâr etmek, Kuran’ı, yaradılışı ve yaratanı inkâr etmektir,
Evrimi veya yaradılışı inkâr etmek, Kuran ve bilimi karşı karşıya getirmektir.
KURAN VE EVRİM KARŞIT DEĞİLDİR,
Evrim Kuran ile, Kuran Bilim ile çelişmez.
71:14 “Oysa O, sizi çeşitli aşamalardan geçirerek yarattı.”
…………………merdaliderindüşünce……………..


About the Author
Author

merdaliderindusunce

Leave a reply

Name (required)

Website