beş yıldızlı otelde iftar yemeği vermek gayet güzel, islam’ın hedeflediği doğrulardandır. öncelikle, lüks israf falan değildir, bu iyi anlaşılmalıdır: http://emre1974tr.blogspot.com/2011/07/luks-israf-degildir.html ikincisi, bazıları “oruç tutmak yemek bulamayanların halini anlamak içindir” gibilerinden birşeyler söylüyor, sonra da bu kendi söylediklerine ciddi ciddi kendileri de inanıyor. sanki kuran’da böyle bir ayet varmış gibi bu kendi kafalarındaki senaryoya göre haramlar türetmeye kalkıyorlar (iftarda çok
(daha&helliip;)
Günümüz dini muhayyilesinde a-b-d (عبد) kelimesi, tapınmak, ibadet etmek olarak bilinmektedir. Bu olgu Kuran’a göre yanlıştır. Bahsettiğimiz a-b-d kelimesi; Allah, Şeytan, Tağut ve Allah dışında davet edilenler ibareleri ile ayetlerde kullanılmaktadır. Bu ifadelerin Kuran içinde kullanıldığı ayetler aşağıda verilmiştir. Bizler, Şeytana kul oldum veya tağut’a ibadet ediyorum diyen —birkaç istisna dışında— kimse bulamayız. Kuran, çoğunluğun yanlış yolda olduğunu, iman
(daha&helliip;)
Tarih boyunca insanlar çeşitli dinler adı altında bir takım ritüeller icra etmiştir. Bu ritüeller kimi zaman bir suya dalıp çıkmak, kimi zaman bir ineğin karşısında hazır ol da beklemek, kimi zaman bir taşın önünde eğilmek, kimi zaman da bir duvarın karşısında gözyaşı dökmekten ibarettir. “Dinlerin ölüşü” adeta “ritüellerin doğuşu” ile başlamış, başlangıçta devrim ve isyan çığlıkları ile başlayan hareket zamanla
(daha&helliip;)
Radikalizm katı, kökten ani değişimler yönünde tavizsiz bir politikanın savunuculuğudur. Kimi zaman sert, kimi zaman saldırgan ve kimi zaman şiddetten yana olmaktır. Kur’an’ın çizdiği mümin modeli ise güzel ve yumuşak sözlü, kavgacı üsluptan kaçınan, kötülüğü iyilikle uzaklaştıran, önyargıyla ya da düşmanlıkla yaklaşanlara karşı dahi ılımlı davranan, şefkat ve merhamet sahibi karakterdir. Bu durumda radikalizmin üslubu ile mümin üslubunun asla uyuşmadığı
(daha&helliip;)
Son dönemde Kuran ve din üzerine yapılan tartışmalardan biri de Kuran’da namaz ibadetinin olup olmadığı ile ilgili. Bu konu ile ilgili iki görüşü sunup bunları değerlendirmek istiyorum. Bu tartışmada birinci görüş, farsça ‘namaz‘ kelimesinin Kuran’ın Arapça orijinalinde geçmediği ve Kuran’da namaz olarak anlaşılan ya da Kuran meallerinde tercüme edilen ‘salât‘ kelimesinin dua anlamına geldiğinden hareketle Kuran’da namaz ibadetinin olmadığını sadece
(daha&helliip;)
Helal ve haramlar Kuran’da Rabbimiz tarafından açıkça bildirilmiştir. Haramların sayısı oldukça azdır. Bir konu Kuran’da haram olarak geçmiyorsa ve peygamber kıssalarında da haram olmadığına dair bir anlatım görülüyorsa, o konunun haram olduğunu iddia etmek Kuran’la çelişmek anlamına gelir. Örneğin bir kısım insan kadınlarla bir arada olmanın ve konuşmanın haram olduğunu söyler ve bunu Kuran’danmış gibi göstermeye çalışır. Oysa Kuran’a baktığımızda
(daha&helliip;)
Durmadan ve hızlı bir şekilde konuşan ve bana çok önemli bir fırsatı kaçırıyormuşum gibi hissettirmeye çalışan satış temsilcisinin anlattıkları aslında ilk balışta pek de kötü görünmüyordu. Bireysel emekliliğin faydaları ve neden bu sisteme dahil olmam gerektiğine dair bir sürü neden sıraladı. Beni para biriktirmeye teşvik ediyormuş, ödediğim primlerin bir kısmı vergiden düşülecekmiş, profesyonel fon yöneticileri sayesinde paramı kendim değerlendirdiğimde ulaşamayacağım
(daha&helliip;)
Bazı şeyler için zaman bulamayan pek çok insanın dedikodu için mutlaka zamanı vardır. Çay-kahve saatleri, telefon görüşmeleri, yolda karşılaşıldığında ayaküstü sohbetler hep dedikodu nedeniyle uzun sürer. Öyle ki vedalaşıp evin kapısından çıkıldıktan sonra bile kapı önünde dakikalarca devam eder. İlginç olan; insanların büyük çoğunluğunun dedikodudan haz almasıdır. Ortamda, dedikodudan hoşlanmadığını, yapılmasını istemediğini söyleyen insan bile bir süre sonra kendisini birilerinin
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- …
- 37
-