Günümüzde İslam’ı ortadan kaldırmak, köreltmek ve bir inançsızlık dini haline getirmek isteyen cübbeli, sarıklı, kendilerine hoca dedirten kişiler türedi. Bakıldığı zaman son derece takva sahibi, sürekli vaaz eden ve insanları İman çerçevesine sığdırmaya çalışan kişi görüntüsünde olsalar da bu kişilerin asıl amacı içten içe İslam’ı yıpratarak kişilerin inançlarını farklı yerlere yönlendirmektir. Bir Müslüman’ın ilk hedefi ve ilk arzusu Allah’ın (C.C.)
(daha&helliip;)
Yazılarımı okuyanlar bilir, yazdığım yazılarımın bir kısmının konusunu, özellikle bana verilen cevaplar oluşturur. Böylece güncel konuları gündeme getirerek, doğru zannedilen yanlışları konuşup tartışarak, üzerinde düşünülmesine vesile olmaktır amacım. Yine bir yazıma cevap verme nezaketini gösteren kardeşimizin, bana verdiği cevabın bir bölümünü önce yazmak ve daha sonra üzerinde konuşmak istiyorum. (Vahyin önem ve önceliğini anlatırken hadis-i şeriflere o kadar rijit yaklaşıyorsunuz
(daha&helliip;)
“Muvahhidliğe Ulaşmak, Oldum Demek Değildir.” İstediğiniz kadar iyi niyetli olun, inandığınız yolda gidin… İstediğiniz kadar okul yaptırın, hastane yaptırın, yol yapın, köprü yapın… Sizin gibi düşünmeyenlere de saygı duyamıyor, dinleyemiyor, kaale almıyor ve onlara köprü olamıyorsanız… Onların beğenisini kazanmayı onlara doğru söylemeye tercih ediyorsanız ve Allah’ın dosdoğru yolu olan Kuran’a insanları yöneltmek yerine her seferinde belli başlı isimlere, her seferinde
(daha&helliip;)
Aklıma Takılır hep.. Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’un Türkçe yazdığı kitapları Çinliler Çince, Almanlar Almanca, İngilizler İngilizce okursa anlayabilirler değil mi?.. Nasıl ki biz Türklerin dünyaca ünlü yazarlar Tolstoy’un yada Dan Brown’un romanını anlayabilmemiz için Türkçe okumamız gerektiği gibi.. Biraz daha açayım meseleyi. İngilizce bilmeden İngilizce, yada Almanca bilmeden Almanca bir kitabı okumak sizce okumuş olmaya yeter mi? Farz edin
(daha&helliip;)
KUR’AN VE ŞİDDET -3 Yazımıza kaldığımız yerden ikinci sorumuzdan devam edelim. Kur’an şiddeti bir yöntem olarak benimsemekte kullanmayı teşvik etmekte midir? Daha önce de belirttiğim gibi bu soruya yanıt ararken de sistematik ve bütünsel bir yaklaşımla Kur’an’ı ele almaya çalışacağım. Buradaki asıl amaç Kur’an’ın temelde insanlara tebliğ açısından nasıl bir yöntemi benimsediği, önerdiği, uygun gördüğü ya da esas aldığıdır. Aşağıdaki
(daha&helliip;)
“Örnek Bir Müslüman” dediğimizde ne anlıyoruz? Dünya çapında, Medyanın gücü (!) sayesinde, Müslüman’ın kimliği günümüzde sadece olumsuz “kişiler-olaylar” üzerinden algılanılmaya ve tanıtılmaya çalışıldığı için, örnek bir Müslüman olmanın önemini tam olarak idrak etmezsek bizde tekelci-çıkarcı çevrelerin tuzağına düşmüş oluruz. Bilinçli bir şekilde, Müslüman kimliği, savaşçı/katil, kin/nefret dolu, merhametsiz, akılsız, cahil/ ne dediğini neye inandığını bilmeyen, atam- hocam-şeyhim vs. öyle diyor
(daha&helliip;)
İsa Peygamber’in tekrar Dünya’ya geleceğine dair bu inanç ne kadar zamandır var bilmiyorum ama, insanlar Kuran’daki şu ayetleri okuyup tekrar tekrar düşünmelidirler. Önce şu ayete bakalım ; Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir. (3 Al-i İmran / 185)
(daha&helliip;)
“Sorgula Kardeşim Hayallerini” Hey ámá kardeş!!! Öldün mü? Gel bakalım!!! Hani ölüm sana gelmez gibiydin… Her şey dört köşe bir ev için miydi? Bunca sene didinip çalışmak başını bir betona sokmak için miydi? Bu kadar yalvarışların, topuzunu çevirip çıkacağın bir dış kapın olsun diye miydi? Üç beş pencere, bir klozet… Bir mutfak evyesi, üç oda bir salon… Bu muydu bunca
(daha&helliip;)