Her inananın Musa’dan alacağı birçok ibret vardır… Taha, anlamak üzere okuduğu Kuran’la doğruyu fark etmiş, bilmeden Allah’a ortak koşuyor olmaktan tevbe etmiş bir mümindi. Zaten ortak koştuğunu bilen ortak koşmazdı ki! Ortak koşanlar, ortak koştuğunun farkında olmayanlar, kendilerini doğru yolda zannedenlerdi. O da öyleydi bir zamanlar. Din diye ne söylense inananlardandı. Bugüne kadar bildiklerinin, ona din diye anlatılanların birçoğunun doğru olmadığını,
(daha&helliip;)
Bu yazımda ele alacağım konulardan bir tanesi aslında dini bir temeli ve delili olmayan fakat toplum içinde dini bir temele dayandırılan konulardan bir tanesi olan karabasandır. Karabasan; kâbusun Türk halk kültüründeki adıdır. Halk arasında Karabasma, Garabasan, Al karası olarak da bilinen bir tür kâbustur. Bilimsel adı Sleep Paralaysis’dir. Karabasan bir nöbet türüdür. Rem[1] uykusudan aniden uyanıldığında kol ve bacakların felç
(daha&helliip;)
Günlük hayatımızda farkında olmadan küçük sandığımız ama aslında çok büyük günahları olan davranışlar sergilediğimizi hiç düşündünüz mü? Gelin Kur’an ışığında hayatımızı bu yönde birlikte sorgulayalım… Enfâl Suresi 47.Ayet: “İnsanlara çalım satarak, gösteriş yaparak yurtlarından çıkan ve Allah yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır.” Bu ve bunun gibi birçok ayette Yüce Allah (c.c.) bizleri gösteriş yapmanın her
(daha&helliip;)
Miras konusuna girmeden önce Kuran’dan bir kaç detayı hatırlatmak istiyorum. İslam’da kadın ve erkek amel bakımından tam eşittir. Kuran’da hitap ”mümin erkekler ve mümin kadınlara söyle” şeklindedir. Kimse kimseye üstün değildir. Allah ayette ”Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak
(daha&helliip;)
Fikir alişverişi yaptığım,konuştuğum,bazen tartıştığım ve haliyle bir sonuca varamadığım bazı insanlar diyorlar ki,biz islam ın ne içindeyiz ne dışında..Hem de ne deme?Zannedersin ki çok ilmi,derin bir felsefi argümanla desteklenmis bir edayla.. Felsefesini böyle adlandırıyor ve aklınca nedenlerini, daha doğrusu söylenti ve rivayetleri sıralıyor..Diyorum ki : böyle bir göruş olur mu ? Bir kere böyle bir savunmayı dile getiriyorsan eğer sen ,amiyane bir tabirle şunu demiş
(daha&helliip;)
Kuran ın mekkesi insan inşa etmenin mesajını verir, Allah insanlara kendini sıfaatları ile tanıtır ve sahte olanların terk edilmesini ister, işte bu tevhid dir ve tevhid bilincinde bir araya gelmiş örgütlü bir güç oluşmuş topluluk amaçlanmaktadır, Kuran’ın Mekke’deki söylemleri daha çok akaide ve arınmaya yöneliktir, müminlere bir basiret ve bilinç kazandırılmaya çalışılır ve bu inşa sürecinde tüm söylemler barışcıl ve insanidir, muhalefet
(daha&helliip;)
Kur’an ı tercüme edenler, öyle yanlış kelimelerle tercüme ediyorlar ki, Kur’an ın diğer ayetleri ile taban tabana zıt anlamlar ortaya çıkıyor. Böyle olunca da, Kur’an/İslam düşmanlarına gün doğuyor. Bu yazımda çok bahsedilen ve yine İslam düşmanlarını sevindiren, yaptığımız yanlışlara bir örnek ayet sunmak istiyorum sizlere. Nisa suresi 34. ayet. Önce farklı iki mealden yazalım. Daha sonra üzerinde birlikte düşünelim. Nisa
(daha&helliip;)
İbrahim peygamber Kur’an’da zekasıyla, ironik üslubuyla vurgulanan ve hayranlık uyandıran bir resul. Kavmine karşı gerçekleri söylemede ironik ve keskin bir tavır sergiliyor ve tüm peygamberler gibi hiçbir şeyden çekinmiyor. Ona verilmiş mesajı tebliğ ederken karşısında babası da olsa doğru bildiğinden vazgeçmiyor. Çünkü Allah’ı biliyor. Bildiği ve onayladığı için hiçbir insanın Allah’ın gerçekleri olmadan bir anlam ifade etmeyeceğini kavramış bulunuyor.
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- …
- 18
-